Ortaokul fen bilimleri dersi konu anlatımları, TEOG sınavlarına hazırlık rehberi...

>> >>>>>>>>>>>>>> Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere... EİNSTEİN

31 Mayıs 2013

ÖYKÜ ONAZ ve NİL YAZAR ARAŞTIRDI

FEN VE TEKNOLOJİ PROJESİ 

Öğrencilerin sınıfı ve adı/soyadı: 6-C Nil Yazar/Öykü Onaz
Numaraları: 230/1122
Konu: Dolaşım Sistemi
KAVRAMLAR
AŞI: Bazı hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda enjekte edilen ölü ya da zayıf bakteri süspansiyonu.
VİRÜS: Virüsler, hafif insanlar, hayvanlar ve bitkiler içinde ciddi hastalıklara yol açabilir minik organizmalardır.
BAKTERİ: Hücre zarının üzerinde bir hücre duvarına sahip olan, sitoplâzmalarında çıplak DNA'ları bulunan, küçük molekül ağırlıklı maddelerdir.
SERUM: Kanın pıhtılaşmasından sonra ayrılan sıvı kısım.

Dolaşım Sistemi Nedir?
Hücrelerin yaşamını devam ettirmesi, dış ortamla madde alışverişi yapısına bağlıdır. İnsan vücudundaki her bir hücrenin ihtiyacını tek başına karşılaması imkansızdır. Vücudumuzdaki hücrelerin besin ve oksijen ihtiyacını karşılamak, hücrelerde oluşan artıkları uzaklaştırmak amacıyla kullanılan organlara dolaşım sistemi denir.

Kalbin yapısı ve kısımları;
Kalbimiz göğüs boşluğunda ve iki akciğer arasında bulunur. Kaburga ve göğüs kemikleri kalbi darbelerden korur. Kalbin yapısında hızlı ve uzun süreli çalışan kaslar vardır. Kalp kasılıp gevşeyerek çalışır. 
                             
Dolaşım Sistemi Organları
Dolaşım sistemi kalp,                                             
damarlar ve kandan oluşur. Kalp; kanın damarlar içerisinde aktarılmasını, Damarlar; kan sıvısının vücut organlarındaki hücrelere ulaşmasını, Kan; ise besin, gaz ve atıkların taşınmasını sağlar.
                                   
Kan damarları

ATARDAMAR:
Kalpten organlara doğru kan götüren damarlardır. Atardamarlardaki kanın basıncı oldukça yüksektir. Akciğer atardamarın dışındaki bütün atardamarlar, oksijen oranı fazla olan temiz kan taşır. 
TOPLARDAMAR:
Organlardan kalbe doğru kan getiren damarlardır. İnce bir kas tabakası taşırlar. Taşıdığı kanın basıncı oldukça düşüktür. Akciğer toplardamarı dışındaki bütün toplardamarlar kirli kan taşır.
KILCAL DAMARLAR:
Atardamarlar ile toplardamarlar arasındaki bağlantıyı sağlayan küçük damarlardır. Yapısında kas dokusu bulunmaz. Kan ile hücreler arasındaki madde alışverişinin yapılmasını sağlarlar.

SORU;
Kan damarlarının özellikleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Atardamarlar, kalpten organlara doğru kan taşır. 
B) Kılcal damarlar, atardamar ile toplardamarlar arasında bulunur. 
C) Hücreler ile kan arasındaki madde alışverişini kılcal damarlar sağlar. 
D) Bütün damarlarda kas tabakası vardır
ÇÖZÜM;
Atardamarlar kalpten vücutta bulunan tüm organlara kan taşır. Her bir organın atardamarı ve toplardamarı bulunur. Kılcal damarlar, atardamarlardaki kanın toplardamara geçmesini sağlar. Kan ile hücreler arasında madde alışverişini kılcal damarlar sağlar. Kılcal damarlarda kas tabakası yoktur. 
                                                                  Cevap:D

  
                      
                                            

Alyuvarlar 
Kanda en fazla bulunan hücre grubudur. İçerisinde çekirdek ve organeller bulunmaz. Alyuvarlarda kırmızı renkli gaz taşıyıcı olan hemoglobin maddeleri vardır. Akciğerler ile hücreler arasında, oksijen ve karbondioksitin taşınmasında görev yapar. Kana kırmızı rengini verir. Kandaki alyuvar sayısının gerekli değerin altına düşmesi sonucu kansızlık (anemi) hastalığı oluşur. 


Akyuvarlar
Kanda en az sayıda bulunan hücre grubudur. İri yapılı hücrelerdir. İçerisinde çekirdek ve çeşitli organeller bulunur. Vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı korurlar. Akyuvarlar; vücuda giren mikropları yakalayarak yok eder ve mikrop öldürücü maddeler (antikorlar) salgılayarak, mikropları etkisiz hale getirirler. Akyuvarlar belli bir biçime ve şekle sahip değildirler.


Kan  Pulcukları;
Kanda bol miktarda bulunur. Küçük ve çekirdeksiz olan kan hücreleridir. Vücuttaki herhangi bir damar zedelendiğinde ya da yaralandığında kanın pıhtılaşmasını sağlarlar.

  NOT;
Kanın pıhtılaşmaması şeklinde oluşan kan hastalığına hemofili denir. Kalıtsal bir hastalık olan hemofili, nesilden nesle genlerle aktarılır. Bu hastalığa sahip olanlar yaralanmalar sonucunda ölebilirler.

SORU;
Kan hücreleriyle ilgili olarak; 
I. Kanın kırmızı renk almasını alyuvarlar sağlar.
II. Grip hastalığına yakalanan bireylerin, vücudundaki
akyuvar sayısı artar.
III. Kan pulcuklarının kalıtsal madde ve organelleri yoktur.
Şeklindeki ifadelerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I                       B) I ve II
C) I ve III                       D) I,II ve III

ÇÖZÜM;
Alyuvarların yapısında çok sayıda hemoglobin denen pigmentler vardır. Hemoglobin kırmızı renktedir. Kanın kırmızı renkte olmasında alyuvarlar görev yapar. Akyuvarlar şekil değiştirerek hareket eden ve mikropları yok eden hücrelerdir. Hastalanma sırasında kandaki akyuvar sayısı artar. Kan pulcukları, bazı ilik hücrelerinin parçalanmasıyla meydana gelir. Bundan dolayı yapısında çekirdek (kalıtsal madde) ve organel yoktur.
                                                                     Cevap:D

                                       





DOLAŞIM ŞEKİLLERİ;
Kalpten çıkan kanın, tekrar geri dönmesi sırasında damarlar içerisinde dolaştığı yola göre, iki çeşit biçimi vardır. 

KÜÇÜK DOLAŞIM:
Akciğer ile kalp arasında gerçekleşir. Kalpten çıkan kirli kanın, akciğerlere gidip temizlendikten sonra, tekrar kalbe geri dönmesine küçük dolaşım denir.  Küçük dolaşım sırasında kandaki karbondioksit akciğerlere verilip, akciğerlerdeki oksijen kana geçirilir.  Böylece kirli olan kanın oksijen yönüyle zenginleşmesi ve karbondioksit oranının azaltılması sağlanır.

BÜYÜK DOLAŞIM: 
Kalp ile vücut organlar arasında gerçekleşir. Kalpten çıkan kanın, vücuttaki farklı organlara ulaşıp, hücrelere oksijen verip, hücrelerdeki karbondioksiti altıktan sonra tekrar geri dönmesi olayına büyük dolaşım denir. Büyük dolaşım sırasında kandaki oksijen molekülleri organların hücrelerine aktarılır. Hücrelerde bulunan karbondioksit molekülleri ise, kana geçirilir. Böylece temiz kan karbondioksiti atarak kirlenmiş olur. 

SORU:
Vücudumuzdaki dolaşım şekilleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A)Küçük dolaşım, kandaki oksijen oranının artmasını sağlar. 
B)Büyük dolaşım, kalp ile akciğer arasında bulunur. 
C)Beyne kan gönderilmesi, küçük dolaşım ile sağlanır. 
D)Büyük dolaşımda alyuvarlar görev yapmaz.
ÇÖZÜM:
Küçük dolaşım kalp ile akciğer arasında meydana gelir. Küçük dolaşım kandaki oksijenin artmasını, karbondioksitin ise azalmasını sağlar. Küçük ve büyük dolaşımda bütün damarlar  (atardamar, toplardamar ve kılcal damarlar) ortak olarak görev yaparlar.  Kalp ile akciğer dışındaki tüm organlar arasındaki dolaşımlar büyük dolaşıma örnek verilebilir.     
Cevap:A

KAN ;
Damarlar içinde akan kırmızı renkli, sıvı karışıma kan denir. Kan sıvısı; hücreler ile çeşitli sistemler arasında yararlı ve zararlı maddelerin taşınmasını sağlar. Kanın içinde besinler, atıklar, hormonlar, gazlar, antikorlar, kan hücreleri ve proteinler bulunur. Kan hücrelerinin içinde bulunduğu kısma kan plazması denir. 
  
Kan Grubu ve Kan Alış-verişi
Kan grupları anne ve babadan gelen genetik şifrelere göre belirlenir. İnsanlardaki kan grupları alyuvarlar üzerindeki özel proteinler sayesinde oluşturulur. Kan gruplarının oluşmasında A, B ve RH proteinlerinin bulunma durumu etkili olur. Dört çeşit kan grubu vardır. Bunlar, A, B, AB ve 0 grubudur. 
                                  


Alyuvarlarda, A proteinin bulunması A grubunun oluşmasına neden olur. 
. Alyuvarlarda, B proteinin bulunması B grubunun oluşmasına nedene olur. 
. Alyuvarlarda, hem A hem de B proteini bulunması AB grubunu oluşturur. 
. Alyuvarlarda A ve B proteini bulunmaması sonucu 0 grubu oluşur. 

. Alyuvarlarda RH proteini bulunan bireyler RH+ grubuna; RH proteini bulunmayan bireyler ise RH- grubuna sahip olur. Kan gruplarının meydana gelmesinde “A-B-0” grupları ile “RH” grupları birbirinden bağımsız olarak oluşmaktadır. 


Kan grubu uygun olan bireyler arasında yapılan kan nakillerine, kan alışverişi denir. Belirli gruplar arasında kan nakli yapılabilir. Kazalar sonucu yaralanmalarda, ağır geçen ameliyatlarda kansızlığa neden olan hastalıklarda rahatsız olan bireylere kan nakli yapılabilir. Kan alışverişinde RH faktörüne dikkat edilir, RH proteininin bulunma durumuna göre iki çeşit kan grubu vardır. Alyuvarlarda RH proteini olanlar RH+, alyuvarlarda RH proteini olmayanlar RH- olur. RH (+) ‘lar kendi arasında ve RH– arasında alışveriş yaparlar. İnsanlar arasında RH (+)  RH (+) ve RH (-)  RH(-) kan alışveriş ilişkisi bulunur. 


SORU
I.  Alyuvarlar
II. Akyuvar
III. Kan pulcuğu
İsimli kan hücrelerinden hangileri, kan gruplarının oluşmasında görev yapar?
A) Yalnız I                       B)  I ve II
C) I ve III                         D) II ve III


ÇÖZÜM:
İnsanların alyuvar zarında bazı özel proteinler vardır. Bunlar A, B ve RH proteinleridir. Bu proteinlerin bulunma durumu genetik şifreye göre belirlenir. 
Kanda en çok bulunan hücre grubu alyuvarlardır. Bundan dolayı kan gruplarının oluşmasında alyuvarların etkisi gözlenir.      
 CEVAP: A

Lenf Dolaşımı:
Hücreler için gerekli olan besin ve oksijen temiz kan sayesinde atardamarlardan kılcal damarlara geçer ve kılcal damarlar sayesinde dokulardaki hücrelerin arasını dolduran ara maddeye (doku sıvısına) verilir. Hücreler besin ve oksijeni ara maddeden alır, yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddeleri tekrar ara maddeye verir. Ara maddedeki atık maddeler ve karbondioksit gazı kılcal damarlar ile alınarak toplardamarlara iletilir. Fakat ara maddedeki zararlı maddeler ve karbondioksit gazının bir kısmı kılcal damarlara geçemeyip ara maddede kalır. Ara maddede kalan bu atık maddelerin ve karbondioksit gazının tekrar kana verilmesi (kan dolaşımına katılması) gerekir.
Dokulardaki hücreler arası ara maddede (doku sıvısında) kalan zararlı atık maddeleri, karbondioksit gazını ve hücrelere giremeyen besin maddeleri (proteinler) ile akyuvarlar hücrelerini toplayarak bunları tekrar kan dolaşımına katan sisteme lenf sistemi denir. Lenf sistemi, dolaşım sistemine yardımcı bir sistemidir. 

• Lenf sistemi, lenf damarları ve lenf düğümlerinden oluşur.
• Lenf sisteminde yapılan dolaşıma lenf dolaşımı denir. 
• Lenf damarlarının birleştiği yere lenf düğümü denir. Lenf düğümleri akyuvarlar hücrelerini üretir. Bademcikte lenf düğümüdür ve vücudu mikroplara karşı korur. (Soğuk havalarda bademciklerin şişmesi, mikroplarla savaştığını gösterir)
• Lenf sisteminde dolaşan sıvıya lenf veya ak kan denir. Lenf sıvısında kırmızı renkli alyuvarlar hücresi olmadığı için bu sıvı beyaz renklidir.
• Lenf sisteminde atardamar yoktur. Sadece toplardamar ve kılcal damar bulunur.
• Lenf sistemindeki lenf sıvısı üst ana toplardamarına verilir ve kan dolaşımına katılır. (Göğüs lenf damarları vücudun alt bölgesinin, büyük lenf damarı vücudun üst bölgesinin lenfini kana verir).



Dolaşım Sisteminin Sağlığı:
Vücuttaki organların sağlıklı bir şekilde çalışması dolaşım sistemine bağlıdır. Kalp ve damarlarda meydana gelen rahatsızlıklar, diğer doku ve organları da etkiler.

Dolaşım sisteminin sağlığının korunması için;

1- Havası temiz yerlerde bulunulmalıdır (yeterli oksijen alabilmek için). 
2- Yaşa uygun hareketler ve spor yapılmalıdır. (Kalbin yorulmaması için).
3- Alkol ve sigara kullanılmamalıdır. (Damar tıkanıklığına yol açar).
4- Stresten kaçınılmalıdır. (Kalp atışının düzenini bozar).
5- Dengeli ve sağlıklı beslenilmelidir.
6- Çok dar giysiler giyilmemelidir. (Kan dolaşımı engellenir).
7- Aşırı kilolardan kaçınılmalıdır. (Kalp yağlanır, çalışması önlenir).
8- Yaralanan yerler temizlenmelidir. (Mikrop girebilir).
9- Yaralanmalarda kan kaybı önlenmelidir. (Vücuttaki kanın % 20’sinin kaybı ölüme yol açar).
8- Dolaşım Sisteminde Görülen Hastalıklar :
Dolaşım sisteminde; tetanos, sıtma, kuduz, tifüs, AIDS, hepatit B ve hepatit C (sarılık) kan yoluyla bulaşan hastalıklar ile varis, hemoroit, kalp romatizması, damar sertliği, kalp yetmezliği, kalp krizi, anemi (kansızlık), lösemi (kan kanseri), tansiyon yükselmesi, hemofili, kan uyuşmazlığı, lenfoma gibi hastalıklar görülür.

Varis :Bacaklardaki toplardamar genişlemesi.
• Hemoroit :Anüsteki toplardamar genişlemesi.
• Kansızlık (Anemi) : Kandaki alyuvarlar sayısının azalması.
• Lösemi (Kan Kanseri) : Kandaki akyuvarlar sayısının gereğinden fazla, kontrolsüz şekilde çoğalması.               (1 mm3 kanda 50 bine kadar çıkar).
• Kalp Romatizması : Kalp kapakçıklarının iltihaplanması.
• Damar Sertliği: Atardamarların yüzeyinin yağ ve tuzlarla 
esnekliğini yitirmesi.
• Kalp yetmezliği : Damarların pıhtıyla tıkanması ve yeterli kanı taşıyamaması.
• Kalp Krizi: Kalbe kan getiren ve kalpten kan götüren 
damarların daralıp tıkanması.
• Tansiyon yükselmesi :Kan basıncının artması. (Felçlere yol açar).
• Hepatit :Kan yoluyla bulaşarak karaciğere yerleşir.
• AIDS (HIV Virüsü) : Kan veya cinsel yolla bulaşarak bağışıklık 
sistemini bozar.
• Hemofili : Kanın pıhtılaşmaması hastalığı.
• Lenfoma : Lenf sistemindeki lenf düğümlerin şişmesi.

BAĞIŞIKLIK:
Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direncidir. Aktif ve pasif olmak üzere iki tip bağışıklık vardır. Aktif bağışıklık, hastalığın, çok hafif de olsa, bizzat geçirilmesiyle oluşur. Hastalığa neden olan organizmalar, vücutta antikor reaksiyonları uyandırırlar ve bu reaksiyonlar, bazı vakalarda, hayat boyu devam eder. Pasif bağışıklık ise, antikor reaksiyonu uyandıracak nitelikte, fakat kuvveti azaltılmış veya değiştirilmiş olan mikropların vücuda aşılanmasıyla oluşur.

ZARARLI MİKROPLARDAN NASIL KORUNURUZ?

 Zararlı mikroorganizmalara karşı vücudu öncelikle bağışıklık sistemi korur. Bağışıklık sistemi (lenf düğümleri, dalak ve timüs) öncelikle mikroorganizmaların vücuda girmesini önlemeye, vücuda giren mikroorganizmaları ise bulundukları yerde tutarak yayılmalarını engellemeye ve öldürmeye çalışır.
Vücudun kendini koruması ile ilgili örnekler şunlardır:

• Deri, vücudu koruyan tabakadır. Deride yaralanma olmazsa vücuda mikrop giremez.
• Kulak yolunda mikropları tutan kulak kiri salgısı üretilir.
• Burundaki sümük bezleri, mikropları tutan sümük salgısı üretir.
• Soluk borusundaki titrek tüylü hücreler ve buradan salgılana salgı, mikropları tutar ve balgam ile dışarı atar.
• Tükürük, mide öz suyunda bulunan mide asidi ve bağırsak salgılar besinlerle gelen mikropları öldürür.
• Gözyaşı, mikropların göze girmesini önler.
• Vücuda giren mikroplar idrar ve dışkı yoluyla vücut dışına atılır.
• Kandaki akyuvarlar hücreleri vücuda giren mikroplarla savaşır.
• Lenf düğümlerinde (bademcik ve timüs bezi) kemik iliğinde, karaciğerde, dalakta ve hipofiz bezinde üretilen hücreler mikroplarla savaşır, onları içine alarak parçalar.
• (Sindirim ve solunum sisteminin iç yüzeyindeki mukus, mikropların buralarda yaşamasını önler).
• (Akyuvarlar mikroplara karşı antikor, toksinlere karşı antitoksin salgılarını üreterek ya da onları içine alıp parçalayarak savaşır.)

0 yorum: