Ortaokul fen bilimleri dersi konu anlatımları, TEOG sınavlarına hazırlık rehberi...

>> >>>>>>>>>>>>>> Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür.Hayal gücü ise her yere... EİNSTEİN

28 Ocak 2015

ARI LENA VE MUNA

Lena, pırıl pırıl renkleri, parlak kanatları olan,çok sevimli yavru arıydı. Çok heyecanlıydı. Bunun sebebi ilk kez kovandan çıkacak olmasıydı. Muna ona erken yatmasını, ertesi gün işe çıkacaklarını söylemişti. Acaba dışarısı nasıldı? Lena dışarıyı çok merak ediyordu.

Ve beklenen gün gelmiş Lena, eğitmeni Muna ile ilk kez keşfe çıkmıştı. Lena hayranlıkla bir çiçekten diğerine uçuyordu. Lena, ne güzel renklerde,ne hoş kokulu, ne çok çiçek var diye düşündü.Ne kadar büyük bir yer burası diye düşünürken, Muna'nın uyarısıyla kendine geldi. 
Muna, Lena'ya çiçekleri tanıtmaya başladı.Lena biz işçi arıyız. Günde 5 saat çalışmamız gerek. Ama korkma sakın, çok zevkli bir iş bu. Mis gibi kokan çiçekler bizi bekliyor, beni izle dedi.
                                                  

Lena: Çok heyecanlıyım, zor bir işe benziyor. Acaba yapabilecek miyim?
Muna: Lena bak bu üzümün çiçekleri. Henüz üzüm olmamışlar ama tatları çok güzeldir.Sen de benim gibi yap ve çiçek özünü içine çek. İçindeki bal özü çok tatlıdır, bu sıvıyı ağzımız ile emeceğiz.Çiçeğin başçığındaki polen tozlarını da toplamayı unutma. Bak arka ayaklarındaki polen sepetçiğinde polenleri toplamalısın.Sepetler ve ön miden  dolunca kovana döneriz. Haydi bakalım işbaşına, kolay gelsin.
Lena ; Ben yokken sen çok mu çalıştın?diye sordu.
Muna; Evet, her gün kovandan çıkıyorum.5 saatte 4000-5000 defa bal özü emerek polen topluyorum.
Lena; Neden hep biz çalışıyoruz? Bu haksızlık. Kovandaki diğer arılar neden bizimle gelmiyor? dedi.
                                                     
                                  
Muna; "Böyle düşünmemelisin.Biz çok büyük bir aileyiz. hepimizin görevi farklı. Biz dışarıda görevliyiz. Bizim görevimiz çiçek tozu (polen) toplamak. Bal özü yiyerek petek ve bal yapmak. İnan biz çok önemliyiz. Bize sunulmuş bir farklılık bu. İnsanlar bile bizim yaptığımızı yapamıyorlar."diye açıkladı.
Gün boyunca çiçekten çiçeğe kondular ve durmadan çalıştılar. Akşama doğru Muna ve Lena çok yorulmuştu.Ama ikisi de yakınmadı, zevkle işlerini yaptılar.
Muna; Artık çok çalıştık.Benim ön midem ve sepetlerim dolu.Sen ne durumdasın?
Lena; Benim de doldu.Çok yoruldum Muna. Kovanı özledim. Ne olur dönelim artık...
Muna;Tamam mızırdanma.Şimdi kovana döneceğiz.Topladığımız bal özünü kovandaki görevli genç işçi arıların ağzına aktaracağız.
Lena; Ne yapacaklar ki o kadar çok bal özünü? 
Muna;Onlar da dilden dile geçirerek bal özü nektarındaki suyun buharlaştırıp kaybolmasını sağlayacaklar, önceden hazırladıkları boş peteklere dolduracaklar. Üzerini bal mumu ile kapatacaklar. Gün boyunca topladığımız bal özü çok değerli bir sıvıya dönüşecek. Bu sıvıya bal denir. 
                                               

Lena; Sepetteki polenleri neden topladık peki? Onlar bir işe yaramıyor mu?
Muna; Yaramaz olur mu? Polenler en değerlisi. Onunla kraliçemiz beslenecek, artanı da arı sütü yapımında kullanmak üzere bazı petek gözlerinde depolanacak. 
                                   
                                 
                         
Lena; Bu işleri yapabilen başka canlı var mı?
Muna; Hayır. Bu çok özel bir iş ve yalnız biz arılar doğuştan böyle bir yeteneğe sahibiz. Başka hiç bir canlı bal yapamaz.Biz ayrıca çiçekten çiçeğe gezerken çiçek tozlarını (polenleri) taşıyarak bitkilerde  tozlaşmaya da katkıda bulunuyoruz. Böylece meyve ve sebzeler oluşuyor. İnan bana biz olmasak bu insanlar aç kalır.
Lena,'O zaman ben çok önemliyim, ben çok yetenekliyim.' diye düşündü ama bunu Muna'ya söylemedi. 
Bütün gün kısa molalar vererek gezdiler ve çalıştılar. Akşama doğru kovana dönmek zorunda kaldılar. Çünkü hem ön mideleri, hem de polen sepetleri dolmuştu.

                              

Lena kovana döndüklerinde kraliçe arının ve larvaların onları beklediğini gördü. 
Henüz işleri bitmemişti. Ön midelerindeki bal özünü kovandaki genç işçi arıların ağzına aktardılar. Lena, kovanın bakım ve temizliği ile ilgilenen çok sayıda işçi arının olduğunu farketti.Kapıdaki nöbetçilerin çok dikkatle kovanı koruduklarını gördü ve kendini güvende hissetti. Muna ,Lena'nın tedirgin olduğunu farketmişti.
Muna; Sakın korkma dedi. Nöbetçi işçi arılar zehirli iğneleri ile bizi, kovanı ve kraliçemizi düşmanlara karşı koruyorlar.Bu da onların işi sen artık dinlenebilirsin dedi.
Kovan içinde eğitmen işçi arılardan Topi, küçük işçi arıları toplamış, ders veriyordu. Bugün Lena'nın dersi yoktu, çok yorulmuştu ama yine de gözü kapalı dersi dinledi.Topi yine coşmuştu. Büyük bir ciddiyetle ders anlatıyordu.

Topi; Bakın çocuklar burası bizim evimiz. Her zaman temiz tutmalıyız.Yabancıları kovanımıza almamamız gerek.Nöbet günleri gözümüz açık olmalı.Kraliçemizi,larvalarımızı ve üretim alanımızı düşmanlardan korumalıyız.
Eğitmen Topi; "Her kovanda bir kraliçe arı vardır.Kraliçe arıların görevi nedir bilen var mı?" diye sordu.
Lena bunu eğitmeni Muna'dan dinlemişti.Yattığı yerden kalktı  "Cevap verebilir miyim?" diye sordu.

                                       

Topi şaşırdı ama "Bildiklerini anlat bakalım." dedi.
Lena heyecanla anlatmaya başladı. "Her kovanda bir kraliçe vardır.Kraliçenin ömrü 4-5 yıldır, onun görevi çiftleşmek ve neslimizi devam ettirmektir. O olmasa, biz de olmazdık." dedi.

Topi "Aferin sana kraliçemizin önemini anlamışsın dedi. Ayrıca bilmeniz gerekir ki kraliçemiz günde 2-3 bin yumurta yumurtlar ve 4-5 yıl olan yaşam sürecinde 1 milyondan fazla yumurta yumurtlayarak biz arıların neslini devam ettirir. Ona saygı duymalı ve çok iyi bakmalıyız." dedi.
Lena;"Kraliçemiz nasıl besleniyor?" diye sordu.
Topi;Kraliçemiz sürekli işçi arılar tarafından arı sütü ve polen karışımı ile beslenir.
Lena; "Arı sütü nedir?" diye sordu.
Topi; Arı sütü, işçi arılardan bakıcı olanların yutak altı bezlerinin ürettiği, vitaminlerce zengin bir maddedir.Larvaların hepsi 3-4 gün işçi arılar tarafından sadece arı sütü ile beslenirler. 
Öğrencilerden Tena sordu: Ben nasıl çoğaldığımızı çok merak ediyorum.Sayımız sürekli artıyor.
Topi:Kraliçe arının yumurtladığı özel gözenekler vardır. Yumurtalar 3 gün sonra çatlayarak açılırlar ve içinden gözsüz ve bacaksız kurtcuklar (larvalar) çıkar.Hızla büyüyerek bu 3-4 günlük sürede doğuştaki ağırlıklarının 1000 katına çıkarlar.İlk günler yalnız arı sütü ile beslenirken sonraki günlerde arı sütü yerine polen ile karıştırılmış bal yerler.Sadece bir kaç seçilmiş larva erkek arı olup, döllenme yapacağı için arı sütü ile beslenmeye devam edebilirler.6 günde 1570 kat büyüyen larvalar, altıncı günün sonunda koza(uyku)devresine girerler. Bakıcı arılar koza gözeneklerinin ağzını balmumu bir kapak ile kapatırlar.12 günlük koza devresinden sonra ise kapağı yırtarak çıkan genç arılar 40 günlük ömürleri boyunca yapacakları görevlere başlarlar. Bu düzen böyle devam eder gider.


                                       
                           
Topi açıklamalarına devam etti. "İşçi arıların kışın 5-6 ay, yazın 40-50 gün ömrü vardır, işçi arılar dişidir ve kısırdır, çoğu dış işlerde, bir kısmı da kovanda çalışır. " 
Lena üreme özelliğinin olmadığını öğrenince kraliçe arıyı kıskandığını farketti.
Lena "Kovandaki erkek arıların nerede olduklarını çok merak ediyorum." dedi.
Topi "Erkek arılar ilkbaharda ortaya çıkar ve kraliçe arı ile çiftleştikten sonra kovandan atılırlar.'"dedi.  
Tüm arılar bunu öğrenince çok üzüldüler.                 
                            

Topi dersi bitirdi ve tüm öğrencilere ertesi gün çok yoğun bir gün olacağını hatırlattı. Tüm arılar yorgun ama mutlu olarak uykuya daldılar.Hepsi çok önemli bir iş yaptıklarının ve çok özel canlılar olduklarının farkına varmıştı.
Lena ise kendini daha özgür hissediyordu, Muna ona artık ertesi gün tek başına kovandan çıkma hakkını kazandığını söylemişti.

Yazan: Z.Özkaşıkcı
                                                                     -1-

0 yorum: